TÜBA 50. Genel Kurulu

TÜBA 50. Genel Kurulu

TÜBA 50. Genel Kurulu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Çelik ve TÜBA üyelerinin katılımıyla 10 Aralık günü Meyra Palace Hotel Ankara'da gerçekleştirildi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Çelik “Bilim gelişmenin başıdır, temelidir”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Çelik, insanın da hayatın da değerinin bilim olduğunu ifade ederek başladığı Genel Kurul açılış konuşmasını şu şekilde sürdürdü “Bilimi toplumun her kesimine işlemek gerekiyor. Bu konuda ihtiyaç duyulan gayreti sarfetmek boynumuzun borcudur. Gelişmiş hiçbir ülkenin de bilimin dışında başka bir şey ile gelişme gösterdiğini söylemek neredeyse imkânsızdır. Bilim gelişmenin başıdır, temelidir.

Bilimsel çalışma elbette birçok ihtiyacı da gerektiriyor; çalışma ortamının iyileştirilmesi, bilimsel özgürlükler, bilim politikalarının ülke gerçekleriyle örtüşecek şekilde değerlendirilmesi ve bunların toplumla paylaşılması, toplumsal ihtiyaçlara dönük çalışmaların önceliklendirilmesi gibi pek çok konuyu Bilim, Sanayi Teknoloji Bakanlığı bünyesinde çok daha yakından görme fırsatı buldum. Geçmişle bugünü mukayese ettiğimizde, üreten bir ülke olduğumuz çok açık görünüyor; çok iyi işler yapıyoruz ve rekabet gücümüzü her geçen gün artırıyoruz. Fakat imalat sanayiinde üretim içerisindeki ihracat rakamlarımıza baktığımızda yüksek teknolojik ürün ihracatında %2’ler düzeyinde olduğumuzu görüyoruz; bir yerde bir eksiklik ve aksama var diye düşünmeden edemiyorum. Rakamlar bizim hala alt ve orta teknoloji grubu üretimde yoğunlaştığımızı gösteriyor. Orta yüksek ve yüksek teknoloji gruplarında odaklanmayı hedefledik ve bu anlamda çalışmalarımız sürüyor. İhraç ettiğimiz ürün ve malların çok önemli bir bölümü de ithalata dayalı yani bizim bilgimize, teknolojimize doğrudan doğruya dayalı değil. Var olanı üretmekten çok yeni işler ortaya koymalıyız. Bilimsel çalışmaların üretime dönük bir tarafı yoksa çıkan sonuç bir değer ortaya koyar evet ama bunun bize ne kazandırdığına bakmak zorundayız. Toplumsal ihtiyaçlara yönelik adımlar çok önemli diye düşünüyorum.

Bilim insanı şafağı ilk gören, o ışığa ilk önce erişendir. Biz ülkemize ve dolayısıyla insanlığa şu ışığı sunduk diyebilmenin hazzını çokça yaşamalıyız. Her ilde bir tane hatta büyükşehirlerde birkaç tane olmak üzere “Kamu, Üniversite, Sanayi İş Birliği” yani kısa adıyla KÜSİ adlı birim oluşturuldu. Bu birim bulunduğu ildeki kamu, üniversite ve sanayi iş birliğini kontrol edip bir araya getirecek adımın öncüsüdür.”

Doç. Dr. Çelik ayrıca TÜBA üyelerine “Yatırımlar, ar-ge, bilim ve teknolojinin üretkenliğe yönelik boyut kazanması için lazım olduğunu düşündüğünüz her şey için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak yanınızdayız. Buradaki birikim ve potansiyeli, ülkemiz ve insanlık için en iyi noktaya taşımak için varız.” dedi.

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar “Başkalarının eksikliklerinden ziyade kendi işimizi doğru görmek zorundayız”
Prof. Acar Genel Kurul konuşmasına 15 Temmuz’da millet olarak büyük bir badire atlatıldığını söyleyerek başladı ve “Bu kolayca çözülecek bir sorun gibi görünmüyor. Belki Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görmediğimiz ciddi bir ihanetle devletimiz karşı karşıya kaldı. Çoğu sivil olmak üzere 248 vatandaşımızı kaybettik. 2000’in üzerinde vatandaşımız da bu süreçte yaralandı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize şifalar diliyor ve milletimize de geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Olayın tarihi önemini biliyoruz fakat ilerleyen yıllarda bu yaşananların ne denli önemli olduğunu çok daha net bir şekilde göreceğiz. Dünyada ve Türkiye’de örneği olan askeri darbe biçimlerinin hiçbirine uymayan, toplumun ve devletin hemen her tarafına sızmış bir yapının neler yapabileceğinin çok dramatik bir örneğini yaşadık. İnşallah bundan ders alır ve buna benzer; ülkemizin anayasal düzenine ve halkımızın iradesine karşı oluşabilecek başka tehditleri de yine milli birlik içerisinde savuştururuz.” dedi.

Darbe girişiminin ardından TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman’ı, Akademi Konseyi üyeleriyle birlikte ziyaret ettiklerini hatırlatan Prof. Acar, bu gibi durumlarda ülkenin bağımsızlığı, birliği, bütünlüğü ve hepimizin huzuru için asgari müşterekleri ön plana alan bir yaklaşımın uygun ve buna göre davranmanın bahsi geçen amaç ve hedefler için daha münasip ve yarar sağlayıcı olacağının altını çizdi.

Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar akademik camia açısından bakıldığında, özellikle uluslararası paydaşlardan gelen bir kısım negatif ve bir kısmı oldukça ön yargılı tepkilerin söz konusu olduğunu ifade etti ve “Akademik özgürlükler ve haklar ile ülkenin düzenini ve insanların güvenliğini sağlamak gibi amaçların zaman zaman çelişiyor ya da çatışıyor gibi görünüyor. Elbette ki farklı düşünenler var ve saygı duymak gerekir ama maalesef yaşadığımız bu süreçte özellikle uluslararası alanda, özellikle kendilerinden birçok şey almak için yıllardır çalıştığımız bilhassa batılı muhataplarımız, bilim insanları ve kuruluşları dahil, kanaatimce bu süreçte iyi bir sınav vermediler. Türkiye’de yaşananların onda birini bile yaşasalardı ne tepki vereceklerini merak ettiğim dostlarımız maalesef bu süreçte ağır silahların vatandaşların üzerinde kullanılmasını da içeren bu saldırıdan ziyade, suçluları tespit etme, yasalar içerisinde alınan önlemleri ön plana çıkararak yapılanları kınama ve bunun ötesinde sadece bu darbe kalkışmasının faili diye bilinen terörist unsurları değil Türkiye’nin anayasal, demokratik düzenine ve bütünlüğüne yönelmiş diğer terörist örgütlere açık desteğe varan tutumlar sergilemeleri ve bu eleştirileri de meşrulaştırma gerekçesi olarak kullanmalarını ibretle izliyoruz. Bütün bu yaşananlardan çıkaracağımız çok ders var. Başkalarının eksikliklerinden ziyade kendi işimizi doğru görmek zorundayız. Her zaman söylendiği gibi liyakatin yerini eğer belli grup ya da oluşumlara aidiyet ya da mensubiyet alır ise hukukun yerini grupsal tercihler alır ise ya da evrensel hukuk ve akıl ilkeleri ihlal ederseniz bir şekilde bunun bedeli ödeniyor.

TÜBA olarak elimizden geldiğince hem uluslararası paydaşlarımızı bilgilendirme, yanlış anlamaları asgariye indirme, Türkiye’de yaşanan gerçekleri görmeleri konusunda üzerimize düşen görevi yapmaya çalıştık; bütün akademilere ve akademik kuruluşlara bilgilendirme yazıları yazdık.” dedi.

Eğer Türkiye yok ise, düzen, birlik, bütünlük ve güvenlik yok ise bilim yapılamayacağının bilinmesi gerektiğini söyleyen Acar, yasa dışı örgütlerle mücadele ederken yasalara ve hukuka özen göstermek ve aşırı duygusal, öfkeye dayalı tepkilerden de uzak kalmaya çalışmanın uzun vadeli huzur açısından önemli olduğunu vurguladı.

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Acar ayrıca 2016 yılı boyunca Akademi’nin ulusal ve uluslararası anlamda yürüttüğü program, proje ve faaliyetler konusunda detaylı açıklamalarda bulundu. Hazırlığı tamamlanan raporların ve diğer yayınların kısa süre içinde basılıp kamuoyuyla paylaşılacağı haberini verdi. TÜBA üyelerinin yurt dışında Akademi’yi temsilen katıldığı toplantılardan bahseden Prof. Acar, Akademi Konseyi’nin “Bilimsel Telif ve Çeviri Eser Ödül Programı”nın (TEÇEP) 2017 yılı itibarıyla “Bilimsel Telif ve Eser Ödül Programı” (TESEP) şeklinde değiştirmeyi uygun gördüğünü dile getirdi. Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ayrıca; Akademi yasasının gerekliliği ve bina ihtiyacının aciliyetinin altını çizdi.

Prof. Belen’in üyelik süresi uzatıldı, Prof. Gürsan’a Asli Üye beratı verildi
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay Belen’in üyeliği yapılan oylama sonucunda uzatıldı.

49. Akademi Genel Kurulu’nda Asli Üye seçilen Prof. Dr. Kadriye Arzum Erdem Gürsan’a ise, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Çelik tarafından plaket takdim edildi. 

TÜBA Şeref Üyesi Prof. Kakaç’ın Genel Kurul Konferansı büyük ilgi gördü
TÜBA Şeref Üyesi ve TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Kakaç tarafından verilen “Elektrik Enerjisi ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları: Ülkemizde Durum” başlıklı Genel Kurul Konferansı, Akademi üyeleri tarafından ilgiyle takip edildi. Prof. Kakaç, bir saati aşan konuşmasında oldukça ilgi gören bir alan olan yenilenebilir enerjinin ne olduğundan, ülkemizde bu konuda gerçekleştirilen çalışmalar ve yeniliklerden tüm detaylarıyla bahsetti. Türkiye’deki enerji kaynaklarının ne durumda ve ekonomisinin hangi aşamada olduğuna aynı zamanda da bu kaynakların ne derece güvenilir olduğuna dair önemli bilgiler verdi. Prof. Kakaç, konferansın ardından kendisine yöneltilen soruları cevapladı.

Prof. Bulut ve Prof. Aras’tan “TÜBA Şeref Üyesi Prof. Halil İnalcık ve TÜBA Eski Başkanı Prof. Dr. Yücel Kanpolat”ı anma konuşması
TÜBA Asosye Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bulut 25 Temmuz günü vefat eden “TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Halil İnalcık” hakkında “bir asrı aşan bereketli bir ömre sahipti” diye başladığı konuşmasını İnalcık Hoca’nın eğitimi ve çalışmaları hakkında bilgi vererek sürdürdü. Halil İnalcık’ın tarih alanında bir çığır açtığını dile getiren Prof. Bulut, İnalcık’nın sadece belgeye değil belgenin neye tekabül ettiğini; yani zaman ve mekan, tarih ve coğrafyayı da belgeyle buluşturan bir yaklaşımı esas alarak Türkiye’de tarih yazıcılığını değiştirdiğini ve Türkleri tarihiyle barıştırdığını söyledi. Prof. Dr. Mehmet Bulut, Halil İnalcık’ın tarihçiliğine dair detaylarla konuşmasını sürdürdü.

Eylül ayında vefat eden “TÜBA Eski Başkanı Prof. Dr. Yücel Kanpolat” hakkında ise TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Namık Kemal Aras bir sunum gerçekleştirdi. Konuşmasında Kanpolat Hoca’nın aldığı uluslararası eğitim, araştırma alanları ve TÜBA’da gerçekleştirdiği çalışmaları hakkında bilgi verdi. Prof. Kanpolat’ın TÜBA’da başlattığı, “Bilim Eğitimi Projesi”ni çok önemsediğini ve üzerinde özellikle durduğunu ifade etti.