TÜBA-TÜBİTAK Yaz Okulu’nda Geleceğin Enerjisi, Geleceğin Yatırımı
TÜBA ve TÜBİTAK iş birliğiyle düzenlenen “Alternatif Enerji Kaynakları ve Enerjinin Geleceği Yaz Okulu” Mersin Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
5 gün süren programın açılışında; TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar ile akademisyenler, araştırmacılar ve Yaz Okulu katılımcıları yer aldı.
Güncel konuları ele alma, bilim temelli rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunma çerçevesinde politika yapıcıları ve toplumu bilgilendiren TÜBA’nın TÜBİTAK ile iş birliği içinde hazırladığı yaz okulu programı kapsamında; insan kaynağı eğitimi, Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji geliştirme başlıkları üzerinde duruldu. Etkinlikte; yenilenebilir enerji, enerji politikaları, hidrojen ve diğer alternatif yakıtlar, iklim değişikliği, enerji sistemlerinin çevresel etkileri ve yapay zekâ uygulamaları gibi konular ele alındı. TÜBA Üyeleri, alanında uzman öğretim üyeleri ve ilgilileri bir araya getirerek ilgili konularda insan kaynağı eğitiminin hedeflendiği yaz okulunda, uzun vadeli çözüm önerileri sunuldu ve mevcut sorunlar masaya yatırıldı. 24 farklı üniversiteden mühendislik alanında yenilenebilir enerji kaynakları, alternatif yakıtlar, nükleer enerji, hidrojen enerjisi, karbonsuzlaştırma ve enerji yönetimi konularında doktorasını yapan veya 3 yıl içerisinde doktorasını tamamlayan 54 nitelikli öğrenciye eğitim verildi.
Enerji krizleri yüzünden insanlığın geleceğini tehdit altında
Başkan Şeker konuşmasında; TÜBA’nın görevinin tıpkı dünya akademileri gibi, liderlere raporlamalar yapmak, politika belirleyicileri uyarmak, ülkenin nitelikli insan gücünün artışını sağlamak ve bunları bir hedef çerçevesinde, verimli başarılı yeni çalışmalar için desteklemek, motive etmek olduğunu hatırlattı.
Enerjinin dünyadaki barışı, dünyanın ülkeler arası güvenlik rekabetini etkileyen önemli bir unsur olduğunu herkesin bildiğini vurgulayan Başkan Şeker, Dünyadaki çatışma ve gerginliklerin arka planında genellikle bir enerji sorunu ve enerji krizinin yattığına dikkat çekti. Sanayi devrimiyle ortaya çıkan enerji ihtiyacının giderek artışı yeni teknolojilerle her geçen yıl doğal kaynakların sömürülmesi ve doğal kaynakların hunharca kullanılması bizi bu günlere getirdi dedi.
“Çatı bilimsel kuruluşlarda, dünya liderlerine yönelik yürütülen uyarı mahiyetindeki deklarasyonların yazıldığı toplantılarda biz de paydaş olarak yer alıyoruz. Ve bu platformlarda ülkemizin düşüncelerini ve görüşlerini yansıtıyoruz. G20 başta olmak üzere G20 ülke akademilerinin Science20 toplantısında TÜBA olarak Türkiye'yi temsil ediyoruz. Dünya Bilim Forumu (World Science Forum), InterAkademi Partnership (IAP), Asya Akademiler Birliği (The Association of Academies and Societies of Sciences in Asia-AASSA), Avrupa Akademiler Birliği (All European Academies-ALLEA), Dünya Akademiler Birliği'nde yer alıyoruz. Buralardaki konu başlıklarının genellikle ortak paydası enerji tüketimi, alternatif enerji kaynakları, enerji güvenliği ama bunların her birinin sonunda geldiği nokta insanlığın geleceği. İnsanoğlunun enerjiyi yeterli düzeyde kullanabilmek için savaşlar yapıp insan sayısını azaltmayı düşünecek kadar vahşileştiğini de görüyoruz. Bunu artık deklare de ediyorlar. Dolayısıyla Ukrayna Savaşı’nda ya da Gazze sürecinde, Filistin ve Orta Doğu ateş çemberinin arka planındaki enerji savaşını görmek zor değil.” dedi.
Enerji, su, oksijen, doğal kaynakların hızla tükenişi ve tüm bunları “nasıl verimli kullanabildiğimiz, tüketebildiğimiz” artık ciddi bir güvenlik sorunu, devletin beka sorunudur diyen Şeker şöyle konuştu “Elbette tasarruf önemli ama tasarruf kadar konunun bilimsel faaliyetler çerçevesinde yeni teknolojilerle az enerjiyle daha fazla üretim yapabilme ve insan ihtiyaçlarını karşılayabilme çabası bilim insanlarının boynunun borcu. Planladığımız bu Yaz Okulu’nda özellikle doktora ve doktora düzeyindeki çalışmalarıyla bu konulara eğilmiş olan bilim insanlarını, özellikle yeniden kurulan şehirler olarak tanımlayabileceğimiz asrın afetine maruz kalmış olan deprem bölgesinden bilim insanlarını tercih ettik.” dedi ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Aydın’a iş birliği, Rektör Yaşar’a ev sahipliği için teşekkürlerini iletti.
Enerjide hâlâ dışa bağımlıyız fakat yolumuz belli
TÜBA Enerji Çalışma Grubu’nun enerji alanında Türkiye’nin ihtiyaçlarını belirlemek üzere çalışmalarımızı sürdürdüğünü bildiren Prof. Dinçer grubun bilgi üretmek, Ar-Ge çalışmaları yürütmek, insan kaynağını eğitmek ve stratejik raporları ve yol haritalarını hazırlamak üzerine yoğunlaştığını dile getirdi ve hedefin bu beş alanda en iyi noktaya ulaşmak olduğunu söyledi.
“Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı %85’lerden %68’lere kadar indi fakat hala 120 milyar dolarlar seviyelerinde ödeme yapıyoruz yani sonuç itibarıyla bağımlılığımız hala sürüyor. Çalışma Grubu olarak ülkemize her ölçekte katkı yapmayı amaçlıyoruz. Bu neticeyle şimdiye kadar bu kapsamda; temiz kömür teknolojileri, doğal gaz-yenilenebilir enerji kaynakları, alternatif yakıtlar, yapay zekanın enerjideki rolünü ele aldık. Pek çok çalıştay düzenledik. Yaz okullarının çalışmalarımız arasında önemli bir yeri var. 2024 yılında Kazakistan’da, bugün burada düzenlediğimiz eğitim programları ülkemiz için çok değerli. Enerji Kavramlar ve Uygulamalar adlı kitabımızı kamuoyuyla paylaştık. Bu yaz okulu programıyla da katılımcılarımızın bir nevi ufkunu açmak, bilgi kazanımlarını sağlamak, aynı zamanda alanda neyi, nasıl ve neden yaptığımız ya da yapacağımıza ilişkin soruların cevaplarını vermek üzere bir aradayız.” dedi.
Enerji ve sürdürülebilirlik üniversitelerin de sorumluluğu
Enerjinin, modern yaşamda sürdürülebilirliğin ve kalkınmanın temel taşı olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Rektör Yaşar, enerjiyi verimli kullanmanın hem doğanın korunabilmesi hem de gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılanabilmesi açısından büyük bir sorumluluk olduğunu belirtti.
Bu toplantılar, bilimsel araştırmaların yetkin hale gelmesine; bilimin ve dolayısıyla insanlığın ilerlemesine önemli katkılar sunmaktadır. “Sürdürülebilirliğin Yüzyılı”nda; bu organizasyon Güçlü Türkiye’mizin “Devamlılık”, “Daim Olma” ve “Kendine Yetme” hedeflerini gerçekleştirmesinde büyük anlam ifade etmektedir.
Mersin Üniversitesi’nin, Enerji Bağımsızlığını Hedefleyen Sürdürülebilir Üniversite olmayı ilke edindiğini anlatan Rektör Yaşar, enerjisini üreten ve Dünya Bankası Projesi ile finansman sağlayan Türkiye’deki ilk üniversite olma özelliğine sahip olduğunu söyledi ve “. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından finanse edilen "KABEV" projesi kapsamında, güneş enerjisi santralleri kurularak yıllık 60 milyon TL’nin üzerinde tasarruf hedefliyoruz. Hastane, Tıp Fakültesi ve Mimarlık Fakültesi otoparklarına kurulan santrallerle yüzde 40 elektrik tasarrufu sağlanacak.” dedi.