Bir İmparatorun Tarihe Sığmayan Gücü: ‘Emir Timur ve Mirası’ Yayımlandı
Emir Timur’un tarih sahnesindeki özgün rolünü ve onun bıraktığı derin mirası çok boyutlu olarak ele alan, iki ciltten oluşan TÜBA’nın yayımladığı Emir Timur ve Mirası adlı eser okuruyla buluştu.
TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Feridun M. Emecen, Prof. Dr. Musa Şamil Yüksel ve Prof. Dr. Muhammed Bilal Çelik editörlüğünde hazırlanan kitap, 37 akademisyenin kaleme aldığı 33 makaleden oluşuyor. Timur ve sonrası dönemin siyasi, askeri, kültürel, ekonomik ve ilmi yönlerini farklı disiplinler ışığında ele alıyor; Timurluların teşkilat yapısından mimariye, dil ve edebiyattan dini hayata kadar pek çok konuyu kapsıyor. Timur’un bir stratejist olarak detaylandırılmasının yanı sıra karakteri, liderliği, büyük bir imparatorluğa dönüşme sancıları içindeki Osmanlıların gazi hükümdarı Yıldırım Bayezid ile olan bağlantıları, Timur ve Beyazid’in yollarının nasıl kesiştiği, Timur’un batı ve doğu literatüründe döneminin çağdaşlarınca nasıl tanımlandığı gibi başlıkları derinlemesine değerlendiriyor ve akıllardaki soru işaretlerini cevaplıyor. Timur’un imparatorluğunun mirasçısı olan devletler, Özbek ve Babürlüler, siyasi ilişkiler, Timurlu teşkilatı ve etkileri, dini anlayışlar, tasavvufi yapılar, mimari, kitap sanatları ve modern anlamda Timur imajını farklı bakış açılarıyla okura sunuyor.
TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker yaptığı açıklamada Türk tarihinin derin köklerinden filizlenen büyük devlet geleneklerinden biri olan Timurlu hanedan ve mirasının, yalnızca tarihi bir hatıradan ibaret olmadığını ifade etti ve Türk dünyasının ortak kültürel hafızasını besleyen temel kaynaklardan biri olduğunu söyledi. “Eser, yalnızca tarihi bir şahsiyetin yeniden değerlendirilmesini değil aynı zamanda iki ülkenin bilim insanlarının müşterek gayretleriyle oluşan entelektüel iş birliğinin güçlü bir örneğini göstergesi. Her biri alanında uzman olan yazarlar tarafından kaleme alınan makalelerin oluşturduğu eser, Özbekistan ve Türkiye tarihçiliğinin “müşterek çalışma hafızasını” temsil ediyor. Bu anlamda çalışmanın hem Türk tarihçiliğine hem de Türkiye-Özbekistan bilimsel iş birliği konusunda yeni kapılar açacağına inancım tam.” dedi. Başkan Şeker eserin hazırlık sürecinde büyük bir gayret gösteren editörlere ve fikirleriyle yön veren ve sürece destek sağlayan tüm bilim insanlarına, özverili katkılarından dolayı tüm yazarlara teşekkür etti.