TÜBA-Kök Hücre ve Embriyo Uygulamaları Eğitim Sempozyumu Gerçekleştirildi

TÜBA-Kök Hücre ve Embriyo Uygulamaları Eğitim Sempozyumu Gerçekleştirildi

TÜBA-Kök Hücre Çalışma Grubu’nun Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) ev sahipliğinde düzenlediği “TÜBA-Kök Hücre ve Embriyo Uygulamaları Eğitim Sempozyumu” 8 Nisan günü Konya Dedeman Otel’de gerçekleştirildi.

Din bilimciler, tıp hukukçuları ve tıbbi etik uzmanlarından oluşan hedef kitleye “kök hücre, embriyo ile ilgili temel kavramlar, rejeneratif tıptaki uygulamalar ve kök hücre uygulamalarına yeni yaklaşımlar” içeren eğitim verildi.

Sempozyum; Akademi Konsey Üyesi ve TÜBA-Kök Hücre Çalışma Grubu Eş Yürütücüsü Prof. Dr. Taner Demirer, TÜBA Konsey Üyesi ve NEÜ Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar’ın açılış konuşmaları ile başladı.

“Türkiye’nin disiplinler arası çalışmalara ihtiyacı var”
Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, düzenlenen sempozyumun, kök hücre ve embriyo uygulamaları gibi hızla gelişen bir alanda iş birliği zorunluluğu bulunan bilimsel paydaşlar arasındaki irtibatı sağlamak bakımında önemli olduğunu söyledi ve “Din bilimcilerden bize gelen talep üzerine bu toplantıyı gerçekleştirdik. Kök hücre ve embriyo uygulamaları sadece bilimsel ya da fen bilimsel tarafları ile değil, ahlak ve dini boyutları da olan bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Ben özellikle disiplinler arası çalışmalara ihtiyacımız olduğunu açık söyleyebilirim. TÜBA olarak biz, bize verilen imkanlar çerçevesinde Türkiye’nin ulusal bilimler akademisi olma sorumluluğu ile görevlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

Türkiye’nin bilimsel ve topyekün kalkınması için herkese bir takım görevler düştüğünü vurgulayan Prof. Acar sözlerini şu şekilde sürdürdü “Topyekün kalkınmada bilimsel gelişmenin hayati önem taşıdığı giderek daha açık görünüyor. Ar-Ge ya da yenilikçilikle ilgili kurum, kuruluş ve bireylerin üzerine düşen sorumluluğun çok büyük olduğuna inanıyorum. Eğer Türkiye yenilikçi ülkeler arasına giremezse, kendisine yönelik bu savaş ortamında ayakta kalma şansı olmayacak ya da rekabet üstünlüğü kazanması hayal olarak kalacak. Bu açıdan tüm bilim alanlarımızdaki bilim insanlarımıza düşen görev çok önemli.”

Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise yaptığı açıklamada Türkiye’nin multidisipliner bakışlara pek kapı aralayamadığını dile getirdi ve “Bilim disiplinleri arasında ortak görüş ve sinerji oluşturmaya bir katkıda bulunuyor. Bu anlamda hem tıp camiasının hem İslam hukukçularının hem tıbbi hukuk alanında çalışan hocaların ortaklaşa bir fikir jimnastiği, karşılıklı bilgilendirmenin gerçekleşmesi amaçlanıyor.” dedi.

“Kök hücre hiç umulmadık disiplinleri bir araya getirebiliyor”
Kök hücre ve embriyo konusu özellikle son 25 yıldır, bilim dünyası, siyaset dünyası, hükümetler ve teologlar düzeyinde çok konuşulan bir konu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Taner Demirer, TÜBA tarafından yapılan ve farklı çalıştaylara davet edilen din bilimcilerden alınan geri dönüşler dolayısıyla TÜBA-Kök Hücre Çalışma Grubu’nun bir eğitim sempozyumu hazırlamaya karar verdiğini söyledi. Prof. Demirer, “Bundan 20-30 yıl önce din bilimcilerin kök hücre konusunda bilgilendirilme ihtiyacının olduğu ileri sürülseydi, pek çok kişi her ikisi arasında kurulan bağlantıyı yersiz bulurdu. Kök hücre şimdilerde hiç umulmadık disiplinleri bir araya getirebiliyor. Kanser tedavisi, plastik cerrahide, karaciğer sorunlarında, diş tedavisinde, alzheimer gibi hastalıkların tedavisi için 20-30 yıllık süreç içerisinde kök hücre belki çok aktif bir kullanıma girecek.” dedi.

Kök hücre kullanımıyla birlikte embriyo da masaya yatırıldığının altını çizen Prof. Demirer, “Embriyo dizinlerinin laboratuvarda çalışılması, üzerinde yapılacak araştırmalar, değerlendirilmesi gibi konular üzerinde çalışılarak insan hastalıklarının moleküler geçişleri, mutasyonları, bunların tanımlanması ve tedavide kullanılması nedeniyle embriyo üzerinde yapılacak laboratuvar çalışmaları önemli. Ülkemizde embriyo üzerinde yapılacak çalışmalara izin verilmemektedir. Bu konularda Hristiyan dünyasındaki din bilimcilerin embriyo dizinleri, kök hücre tedavileri gibi konularda bir pozisyonları var. İslam dünyasında henüz bu tür bir pozisyon söz konusu değildir. Bu nedenle din bilimcilerimizin bilgilendirilmesi, görüş alışverişinde bulunulması ve bu konulara ilginin artırılması açısından bu sempozyum önemlidir. Bugün din bilimcilerimize, tıp hukukçularımıza yapılan sunumlar tam olarak kendilerine hitap edilecek şekilde hazırlandılar. Bu sempozyumun özümsenmesi; fakültelerde bu konuya ilgi gösterilmesi, konu hakkında tezlerin yazılması, bölümlerin açılması önem arz ediyor.” dedi.

TÜBA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev ve Akademi üyelerinin de yer alacağı sempozyumun ilk oturumuna TÜBA Konsey Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer başkanlık yaptı; TÜBA Konsey Üyesi Prof. Dr. Fikrettin Şahin “Kök Hücre ve Embriyoda Temel Kavramlar”, TÜBA-Kök Hücre Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Alp Can ise “Embriyo Gelişimi ve Fetüse Geçiş” sunumunu yaptı.

Prof. Şahin’in başkanlığını yaptığı ikinci oturumda; Prof. Dr. Erdal Karaöz “Kök Hücre Uygulamalarına Yeni Yaklaşımlar”, Akademi Asosye Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Tosun ise “Rejeneratif Tıp-Mezenşimal Kök Hücrelerle Klinik Uygulamalar” sunumunu gerçekleştirdi.

Prof. Dr. Mustafa Çetin’in “Laboratuvardan Kliniğe Hücresel Tıbbi Tedavi Ürünleri” sunumunu yaptığı üçüncü oturumun başkanlığını ise Prof. Dr. Gülperi Öktem yürüttü.

Öğleden sonra düzenlenen ve Prof. Dr. Alp Can, Prof. Dr. Mustafa Çetin, Prof. Dr. Taner Demirer, Prof. Dr. Erdal Karaöz, Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve Prof. Dr. Zekeriya Tosun’un yer aldığı üç saatlik bir interaktif panel ile katılımcıların soruları cevaplandı.