Türkiye Bilimler Akademisinin çevre ve sürdürülebilir kalkınma konularına ilgisi, üyesi olduğu Dünya Akademiler Birliğinin (InterAcademy Panel-IAP) kuruluş yılı olan 1995'ten beri bu konuya ağırlıklı önem vermesi, bu bağlamda bilim ve teknolojinin rolünü sürekli vurgulamasıyla yakından ilişkilidir. Akademimiz, Birleşmiş Milletler tarafından Haziran 1996'da İstanbul'da düzenlenen Habitat II İnsan Yerleşimleri Konferansı çerçevesinde, 31 Mayıs-1 Haziran tarihlerinde IAP öncülüğünde düzenlenen "Ulusal Bilim ve Mühendislik Akademileri Forumu"na ev sahipliği yaptı. Bu toplantıdan "Science and Technology and the Future of Cities" başlıklı bir bildiri çıktı.

IAP'nın 15-18 Mayıs 2000 tarihlerinde Tokyo'da yapılan Genel Konferansı ise "21. Yüzyılda Sürdürülebilirliğe Geçiş: Bilim ve Teknolojinin Katkısı" başlığını taşıyordu. Bu toplantı sonucunda aynı başlıkla yayınlanan Dünya Bilim Akademilerinin ortak bildirisini Akademimiz Türkçeleştirerek yayınladı. Bu metin web sayfamızda bulunmaktadır.Birleşmiş Milletler (BM) 26 Ağustos-4 Eylül 2002 tarihleri arasında Johannesburg'da Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesini (Rio+10) düzenledi. Çevre sorunlarına eğilen bu dünya zirvelerinin ilki yine BM tarafından 1972'de Stockholm'de düzenlenmişti. Daha sonra BM'ce 1987 yılında yayınlanan "Ortak Geleceğimiz" başlıklı raporda (Brundtland Raporu) "sürdürülebilirlik" ilkesi geliştirilmiştir. 1992'de Rio de Janeiro'da BM tarafından düzenlenen "Yeryüzü Zirvesi" nden iki metin, Rio Deklarasyonu ve Gündem 21 başlıklı bir eylem planı çıktı.

2002 yılındaki Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi (Rio+10) ise son on yıl içinde Gündem 21 çerçevesinde yapılanların değerlendirilmesi niteliğini taşımaktadır. Gündem 21'in tanımladığı ve Johannesburg Zirvesinin örgütlenmesinde rol oynayan ana gruplardan biri International Council for Science (ICSU), World Federation of Engineering Organizations (WFEO), Third World Academy of Sciences (TWAS), IAP ve International Social Science Council'ın (ISSC) oluşturduğu Bilim ve Teknoloji grubudur. Bu grup tarafından Zirve için ortak bir bildiri hazırlanmış, ayrıca IAP üye Akademilere, ülkelerinin Ulusal Raporlarına bilim ve teknoloji konularının ağırlığını yansıtan katkılarda bulunma çağrısını yapmıştır.

Projeler/Yayınlar:Bu bağlamda Akademimiz, hem Rio+10 için Çevre Bakanlığı bünyesinde bir koordinatörlük öncülüğünde hazırlanmakta olduğu Ulusal Rapora katkı sağlamak, hem de sürekli olarak önemli çevre konularında kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla, Akademi asli üyesi Prof. Dr. İlhan Tekeli başkanlığında bir Çevre Çalışma Grubu kurdu. Grubun ilk çalışması "Türkiye İçin Sürdürülebilir Kalkınma Öncelikleri: Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi için TÜBA'nın Görüşü” başlığıyla 2002 yılında yayınlanmıştır.

TÜBA Çevre Çalışma Grubu, TÜBA'nın kamu yönetimleri için danışmanlık ve toplum sorunları için platform oluşturma işlevlerini gözönünde tutarak, Türkiye'de yeterli çevre politikaları geliştirebilmek ve bu politikaların uygulanmasını izleyebilmek için ne tür verilerin toplanması gerektiğini saptamak ve Türkiye'de değişik kurum ve kuruluşların bu verilerden hangilerini, hangi kalitede ve hangi mekansal ölçekler için anlamlı olan ayrıntıda topladığını araştırarak, Türkiye'de çevre konusunda ne tür veri açıkları bulunduğunu ortaya çıkaracak bir çalışma yapmayı kararlaştırmıştır. Tabii ki veri açıkları saptandıktan sonra bu açığın hangi kurum ve kuruluşların katkılarıyla kapatılabileceği konusunda öneriler geliştirilecektir.

Çevre Komitesi olanaklarının sınırlılığını ve çevre konusunun çok geniş bir alanı kapsadığını göz önünde tutarak bu çalışmasını parçalara bölmeyi, her parçayı gerçekleştirdikten sonra yenisini ele almayı kararlaştırmıştır. İlk çalışma konusu olarak da “Yaşam Kalitesi Göstergeleri: Türkiye İçin Bir Veri Sistemi Önerisi” 2003 yılında yayınlanmıştır . Bu konuya öncelik verilmesinin nedeni yaşam kalitesi ölçütlerinin gerçekleştirilmesinin her geçen gün daha merkezi bir konum kazanmasıdır. Yaşam kalitesi insan hakları bakımından, ekonomik politikaların saptanmasında, sağlık politikalarının yönlendirilmesinde, kentleşme politikaları açısından, yerel ekonomik gelişmeleri hızlandırmak yönünden gerçekleştirilmesi gereken temel amaç haline gelmiştir.“Türkiye'nin Çevre Konusunda Verdiği Sözler” raporu bu seri içinde tamamlanmış üçüncü çalışmadır. Çevre sorunları ve onlarla başa çıkmak için uygulanması gereken önlemler bir ülkenin sınırları içine hapsedilememektedir. Bu nedenle çevre sorunlarının çözülmesinde uluslararası girişimler ve uluslararası anlaşmalar kritik bir öneme sahip olmaktadır.

Türkiye de uluslararası toplumun bir üyesi olarak, çevre konusunda geliştirilen anlaşmaların, önemli kesimini imzalayarak,uluslararası topluluk önünde, uygulayacağına ilişkin olarak, söz vermiş bulunmaktadır. Bu uluslararası anlaşmalar Türkiye'nin tüm yasal sistemi üzerinde bir bağlayıcılığa sahiptir. Adeta dünyada her geçen gün yeni bir uluslararası çevre anlaşması imzalanmakta, uluslararası bildirgeler yayınlanmaktadır.