Bilişim Teknolojileri ve İletişim: Birey ve Toplum Güvenliği

Dijitalleşme, Vergi ve Egemenlik Sorunu

Küreselleşme ile sosyal, kültürel, teknolojik, ekonomik, beşerî ve dijital dünyada yaşanan gelişmeler devletleri bir birine daha bağımlı hale getirmektedir. Endüstri 4.0, bilişim teknolojisinin geleneksel endüstriyel süreçlere uygulanması endüstriyel süreçleri tamamen değiştirmektedir. Bilgi ekonomisinde ilerleme için bilgi teknolojilerinin her alanda kullanılması gerekmektedir. Bu yeni teknolojilerin üretilmesinde ve bu teknolojilere hakimiyette devlet ve toplumun ortak hareket etmesi, çalışmaların oluşturulan plan çerçevesinde uygulanması büyük önem arz etmektedir. Küreselleşme ulus-devletin üstünde bir hukuk düzenine güç vererek egemenlik kavramının kapsamını da daraltmaktadır. Küreselleşme hızını devam ettirirken, bölgeselleşme de ciddi bir eğilim olarak ortaya çıkmaktadır. Aslında küreselleşmenin ortaya çıkardığı yoğun uluslararası rekabet ortamında bölgesel iş birliği ve güç birliği olmadan egemenliği korumak kolay görünmemektedir. Küreselleşme bir taraftan yerel kültürleri ön plana çıkarırken bir taraftan da ulus devletlerin dünyadan tecrit olmuş bir hâlde kendi sınırları içinde istedikleri gibi hareket etme imkânını ortadan kaldırmaktadır. Bütün devletlerin uyacağı kurallar koyacak küresel bir otorite mevcut değildir. Devletler arasında anlaşmalar zor sağlanmakta, küreselleşmenin negatif dışsal maliyetini güçlü devletler ulus üstü şirketlere veya güçsüz devletlere ödettirmektedir. Giderek hacmi büyüyen az sayıda firmanın hâkim hale geldiği oligopol piyasaları bu anlamda serbest piyasanın hâkimiyetini temsil etmemektedirler. Artık devletlerin piyasaları kontrol etme amacıyla değil piyasaların düzgün işleyebileceği bir rekabet ortamı oluşturmak amacıyla hareket etmeleri gerekmektedir. Rekabet ortamı sağlanmadığında piyasanın hâkimiyeti bir takım oligopol / tekellerin ortaya çıkmasına ve toplumsal kaynakların etkinlikten uzak bir şekilde tahsis edilmesine yol açmaktadır. Zaman geçtikçe ulus üstü firmalar ile yerli, milli firmalar arasındaki teknolojik ve finansal uçurum büyümektedir. Bu haksız rekabeti engellemek için alınacak tedbirlerin gecikmesi tedbirlerin pozitif etkisini azaltmaktadır. Haksız rekabeti engellemek için yerli milli şirketlere pozitif ayrımcılık yapmak için “ulus üstü firmalar ile yerli, milli firmalar arasındaki teknolojik ve finansal uçurum” yeterli bir gerekçedir. Bu bağlamda endüstri, sanayi dijitalleşme ve bu alandaki oligopolleşmelere karşı yapılan mevzuat çalışmaları ve yapılası gerekenler değerlendirilecektir.

Dr. Öğr. Üyesi Fatih Kaplanhan
DOI: 10.53478/TUBA.2020.015