Bilişim Teknolojileri ve İletişim: Birey ve Toplum Güvenliği

Alman Hukukunda Sosyal Ağların Hukukî Düzenlenmeleri ve Türkiye için Öneriler

Sosyal ağlar, günümüzde toplumsal bağlamda önemli işlevleri sunan mecralardır. Bu mecralar, bireylerin bilgi, görüş ve tutumlarını paylaşmaları açısından hizmet sunmaktadır. Kullanıcılar, kişisel düzeyde görüşlerini ifade etmelerinin yanı sıra grup veya topluluk olma, kendileri gibi düşünenlerle bir arada bulunabilme olanağına da kavuşmaktadırlar. Tepkilerin bu platformlar üzerinden örgütlenebildiği yeni koşullar, sanal birlikteliklerin kurulduğu ve eylemlerin reel olarak organize edilebildiği sonuçları doğurabilmektedir. Sosyal ağların denetiminin güçlüğü, reel kimliklere gerek duyulmadan paylaşım yapılabilmesi imkânı gibi hususlar, bu ağların devletlerin kontrolü dışına çıkmasına da neden olmaktadır. Denetimin güçlüğüne rağmen devletlerin bu mecraları düzenlemeye yönelik çeşitli adımları atmaya çalıştıkları da bilinmektedir. Devletler sosyal ağ platformlarının kötüye kullanılmasını, uygunsuz kullanılmasını engellemek amacıyla bir takım hukuki düzenlemeleri hayata geçirmeye başlamışlardır. Aşırı özgürlük sunan bu mecraların hukuki açıdan düzenlenmesine yönelik adımlar eleştiriliyor olsa da bu durum, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin bir gereğidir. Denetimsiz olan bu alanın ortaya çıkardığı kargaşanın önüne geçmek aynı zamanda devlet olmanın da gerekliliğidir. Bu alanların kontrolsüz biçimde işleyişi devletlerin meşruiyetinin sorgulanması sonucunu doğuracaktır. Bu noktadan hareketle Almanya, 30.06.2017 tarihinde Federal Almanya Meclisinde “Sosyal Ağlarda Hukuk Uygulamasının İyileştirilmesi Hakkında Kanunu” (NetzDG), kabul etmiştir. Çalışmada Sosyal Ağ Kanunu olarak ifade edilen bu düzenleme, Türkiye’deki düzenlemelerle kıyaslanmak Türk Hukukundaki 5651 sayılı kanun çerçevesinde ele alınmaktadır. Alman Sosyal Ağ Kanunu, 5651 sayılı Kanuna göre sosyal ağ işletmelerine çok fazla yükümlülük getirmekle birlikte anılan işletmeler için bu yükümlülüklerini yerine getirmediklerinde yüksek idari para cezaları da öngörmektedir. Federal Adalet Bakanlığı tarafından uygulanacak idari para cezası miktarı 50 milyon Avroya kadar çıkabilmektedir. Buna ek olarak, sosyal ağ platformlardaki kişisel hakları ihlal edilen mağdurların, ihlalcilere karşı döküm verilerini bir mahkeme kararı temelinde servis sağlayıcılardan elde etmeleri kendilerine bir imkân olarak sağlanmaktadır.

Prof. Dr. Bülent Kent
DOI: 10.53478/TUBA.2020.014