Vefatının 600. Yılında Süleyman Çelebi ve Mevlid Kültürü

Mevlid Geleneği Üzerine Sosyolojik Mülahazalar

İslam bir din olarak tektir, ama tarih boyunca çok farklı toplumlarda farklı kültürel görünümlerle ortaya çıkmıştır. Burada bu farklara dayanarak bazı kültürlere bir üstünlük veya aşağılık atfetmek sosyolojinin değerlendirmesini aşar. Bu makalede sıkça vurgulanan bazı farkların ihmal edilebileceği gösteriliyor. Türk İslam’ına atfedilecek bir fark aranacaksa bu, Türklerin, mesela Araplara nazaran Peygamber sevgisini ortaya koyma biçimlerinde bulunabilir. Türkler için İslam Araplara nazaran Kur’an’dan ziyade Peygamber merkezlidir. Arapça bilmeyenler Kur’an metnine fazla aşina olamadıkları için İslam’ı Kur’an’dan ziyade Peygamberin şahsında anlarlar. Hz. Muhammed’e duyulan derin sevgi dikkate alınmadan Türkler arasında İslam’ın dinsel gücü kestirilemez. Mevlid, hem Peygamber şahsiyetini, hem de Kur’an’ın vazettiği temel inançları manzum bir dille anlatır. Bu anlatımın sürekli tekrarlanan bir ayinsellikle hem peygamber şahsiyetini hem de İslam’ın inançlarını halka benimsetmekte çok önemli bir kültürel rol oynamaktadır. Mevlid ayininin toplumsal etkisi hususunda da kadın ve erkeklerin okudukları mevlidler üzerinde yapılan çalışmalar irdelenmektedir. Bilhassa Mevlid metninde öne çıkan doğum, Âmine, yetimlik gibi kavramlar üzerinden kadın dindarlığı, kadını bir toplumsal özne olarak besleyen bir kaynak olarak işlemekte olduğu vurgulanmaktadır.

Prof. Dr. Yasin Aktay
DOI: 10.53478/TUBA.978-625-8352-50-4.ch17