Millî Teknoloji Hamlesi

Türkiye’de Teknoloji Politikalarının Dönüşümü ve Ekonomik Etkileri

Buluş, yenilik ve yayılma süreçlerinden oluşan teknolojik gelişme, verimlilik artışıyla eş anlamlı olarak kullanılır ve daha büyük miktarlarda çıktı üretme, belli bir kaynaktan daha üstün, kaliteli çıktı üretebilme olanağı sağlayan çeşitli bilgilerin ortaya çıkması olarak ifade edilebilir. Ekonomilerin sahip olduğu teknoloji seviyeleri, birbirleriyle rekabet edebilmelerinin ve ekonomik olarak gelişmişlik sıralamalarının da belirleyicisi konumundadır. İktisatçılar, uzun dönemli verimlilik artışı için beşeri sermaye birikiminin ürünü olan teknolojik yeniliklerin gerekliliğini vurgulamaktadır. Öyle ki, teknolojik gelişmenin öne çıkardığı metotlarla elde edilen ürünlerden sağlanan fayda, üretimin yeni yöntemleri için katlanılan maliyetlerden daha büyük olabilecektir. Çünkü teknolojik gelişmeye yapılan harcamalar bir yatırım niteliğindedir ve uzun vadede başka hiçbir yatırım bunların sağladığı faydayı sağlayamamaktadır. Çünkü her teknoloji yatırımı birbirini besleyebilen bir süreçle süreklilik taşıyabilmektedir.

Çok sayıdaki bilimsel çalışmada ekonomik büyüme için teknolojik gelişmenin yeri, farklı ifadelerle vurgulanmaktadır. Ekonomik büyümenin kaynağı olarak, “insanın zihinsel emeği” veya “yaratıcı zekasının ürünü olan teknolojik yenilikler”e işaret edilirken, ülkelerin gelişmişlik kriterlerinin başında “nitelikli teknolojik üretim ve yatırım tutarı” olduğu belirtilmektedir. Dahası, az gelişmişliğin nedeni olarak finansal ve reel sermayenin yetersizliği yerine, yeni bilgilere ulaşamama, mevcut teknolojiyi kullanamama, yeterli beşerî sermayeye sahip olamama gibi unsurlar ileri sürülmektedir.

Ülkelerin teknolojik yetkinliklerinde Ar-Ge harcamalarına ayrılan pay; Ar-Ge hizmetlerinde çalışan bilim adamı-teknik eleman sayısı; alınan patent sayıları; üretilen bilimsel yayın sayısı; bilgisayar, internet ve iletişim araçlarından yararlananların sayısı ve toplam ihracat içinde katma değeri yüksek, teknoloji yoğun ürünlerin oranı gibi çeşitli göstergeler kullanılmaktadır. Diğer taraftan ülkelerin yenilik becerileri ya da teknolojik gelişmişlik sıralamaları ise “Küresel İnovasyon Endeksi” aracılığıyla ölçülmektedir. İstatistiksel sonuçlar, Türkiye ekonomisinin bilim ve teknoloji politikalarının gelişimi konusunda yavaş ilerleme kaydettiğini dahası OECD ülkeleri ortalamalarının epeyce uzağında olduğunu göstermektedir. Benzer şekilde, göstergeler E7 ülkeleri ortalamalarıyla karşılaştırıldığında, Türkiye’nin yeri, ortalarda görülmekle birlikte, bazı göstergelerde eşik değerler olarak belirlenen seviyelerin üzerinde olduğu ve gelecekte daha iyi konuma gelebileceği anlaşılmaktadır. Küresel inovasyon endeksi sıralamasında ise, Türkiye 131 ülke arasından 41. sırada yer alırken, ilk sıradaki ülkeyle aralarında puanlama farkının yaklaşık iki kat olduğu izlenmektedir.

Hüseyin AĞIR - Sena Türkmen
DOI: 10.53478/TUBA.978-625-8352-16-0.ch07