TÜBA Başkanı Prof. Şeker “Etnik Yapılar, Ayrılıkçı Gruplar, Terör Örgütleri ve Milli Beka Paneli”ne Katıldı

TÜBA Başkanı Prof. Şeker “Etnik Yapılar, Ayrılıkçı Gruplar, Terör Örgütleri ve Milli Beka Paneli”ne Katıldı

Akademi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde (İKÇÜ)  16 Temmuz 2020 tarihinde, 15 Temmuz’un 4. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen “Etnik Yapılar, Ayrılıkçı Gruplar, Terör Örgütleri ve Milli Beka Paneli”ne katıldı.

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse moderatörlüğünde gerçekleştirilen Panel’e Prof. Şeker’le birlikte Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şahinde katıldı.

"FETÖ'nün Akademik Günah Galerisi" başlıklı konuşmasında; FETÖ'nün bireyleri kontrolde tutacak sistematik "abla ve abi" düzeni ile evler ile dershanelerde örgütlendiğini anlatan Prof. Şeker, "Bu durum aslında sizlere yabancı gelmiyor çünkü aynı şeyi PKK'da da izledik. Anneleri çocuklarından koparan ve aynı soruyu soran annelerin direnişi yakın zamanın örneklerinden. Baktığınız zaman bu örgütlerden biri dağa kaçırarak diğeri de yurt dışına götürerek aynı amaca hizmet etmişler. Yurt dışına seçtikleri gençleri vasıfsız işçi gibi ya da ticari köle gibi çalıştırıyorlar." dedi.

Bu küresel örgütün en büyük tahribatı akademik camia ve Türkiye'nin nitelikli insan gücü üzerinde yarattığını vurgulayan Prof. Şeker sözlerine şu şekilde devam etti: "Örgüt, sınavlar üzerinden yürütülen işlemlerde hırsızlık yoluyla kişisel hakları ortadan kaldırmış, kendi faaliyetlerine insan gücü oluşturmak için her türlü haksızlığa ve gayrimeşru işe girişmiştir. Finansal ar-ge bütçe kaynaklarını ve akademik kadroları bu bağlamda istismar etmiştir. Akademideki rekabet, kalite ve liyakat üzerinden yürütülmek durumundadır. Bu ortadan kalktığında üniversite ve akademi camiası kan kaybeder. Verimlilik ve liyakat olmayınca gerçek bilim insanları mağdur edilir. Bu örgüt insanların işini, eşini, hangi alanda akademik kariyer yapması gerektiğini, hangi ülkede veya şehirde yaşayacağını, çalışacağını belirleyecek düzeyde bireyin özgürlüğüne ipotek koymuştur. Devlet içinde paralel bir devlet yapılanması şekillendirmiş, insanları ailelerinden ve ülkelerinden koparmıştır. Bu haksız uygulamaların örnekleri günümüzde ortaya çıkan bilgi ve belgelerin yanı sıra mahkeme kayıtlarıyla daha da net bir şekilde görülmektedir. Tarihin tekerrür etmemesi için olanlardan mutlaka ders çıkarmak ve gerekli önlemleri almak zorundayız." diye konuştu.

"Eğitim ve Güvenlik İlişkisi: FETÖ Örneği" üzerine konuşan Prof. Dr. Birol Akgün ise FETÖ'nün 15 Temmuz'da tamamen deşifre olduğunu dile getirdi. FETÖ'nün "eğitim" tezgâhıyla planlandığını belirten Akgün, "Hiç kuşkusuz eğitim işin kamuflajıydı. Sonrasında zaten kült, ezoterik bir yapıya evrildi. FETÖ'nün sözde başındaki kişi kendini sorgulanamaz bir sözde lider olarak görüyor. Onları sadece dini grup olarak görmek yanlıştır. İstihbarı amaçları ve siyasi hedefleri olan bir örgüttür. Ekonomik finansal birçok ayağı da mevcuttur." ifadelerini kullandı. Panelde, Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şahin "Uluslararası Perspektiften FETÖ" hakkında detaylı bir sunum yaptı.

Programın ardından katılımcılar, İKÇÜ Sanat ve Tasarım Fakültesince hazırlanan "Milletin Direnişi, Devletin Mücadelesi, Toplumsal Hafızanın Diri Tutulması" temalı fotoğraf sergisini gezdi.

İlgili Fotoğraflar