TÜBA 53. Genel Kurulu Gerçekleştirildi

TÜBA 53. Genel Kurulu Gerçekleştirildi

TÜBA 53. Genel Kurulu, 4 Temmuz 2018 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü ile Akademi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar'ın açılış konuşmalarının ve TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. M.Şükrü Hanioğlu tarafından verilen "İkinci Meşrutiyet Garbcılığı ve Dinde Reform" konulu Akademi Konferansı’nın ardından Akademi üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen Genel Kurul’da Akademi başkanlığı ve Akademi üyeliği seçimleri de yapıldı.

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Özlü, bilim dünyasından önemli katılımcılarla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Genel Kurul’un TÜBA ve bilim dünyası için hayırlı sonuçlar getirmesini temenni etti. Konuşmasının başında, TÜBA Şeref Üyesi ve İslam Bilim Tarihi Araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin’i rahmet, minnet ve şükranla andığını ifade eden Özlü, "Rahmetli Fuat Sezgin hocamız; Cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği çok müstesna isimlerden biriydi. Rahmetli Fuat Zengin'in; İslam bilim tarihine verdiği hizmetleri unutmayacağız. İsminin yaşaması ve bıraktığı büyük mirasın korunması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeni dönem, her alanda olduğu gibi bilim ve teknolojide de şahlanacağımız bir dönem olacak. Biz, bakanlık olarak bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla, bu şahlanışın fikri ve fiziki altyapısını hazırladık. Elimizdeki bütün imkanları ve araçları Türkiye’nin bilim merkezi olabilmesi için seferber ettik." dedi.

Bakan Özlü, TÜBA’nın yasaya ihtiyacı olduğunu belirterek, "Kurum için cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkaracağız. İkinci konu bina. arzumuz TÜBA'nın çok prestijli bir binasının olması. Bina konusu hükümetimizin gündeminde. Ben konuyu takibe devam edeceğim." dedi.

Bakan Dr. Özlü: "Yeni dönemde her alanda olduğu gibi bilim ve teknolojide de şahlanacağız."
TÜBA'nın, Türkiye için çok önemli ve değerli bir misyonu temsil ettiğini dile getiren Özlü, kurumun ülkeyi dünya bilim topluluğunun etkin ortağı yapma görevi olduğunu söyledi. 

Özlü, özellikle yeni dönemde TÜBA'nın işlev ve sorumluluğunun artacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Yeni dönem her alanda olduğu gibi bilim ve teknolojide de şahlanacağımız bir dönem olacak. Bakanlık olarak, bütün imkan ve araçları Türkiye'nin bilim merkezi olabilmesi için seferber ettik. Yerli ve milli bilimsel birikimimizi, yerli ve milli teknolojinin mayalandığı bir kaynağa dönüştürmek için büyük gayret gösterdik. Yeni dönemde de bu çabalarımızın ve ortaya koyduğumuz somut projelerin meyvesini almaya inşallah devam edeceğiz. Ülkemizi, bilim insanlarımızla 'bilim merkezi, teknoloji üssü, ileri sanayi ülkesi' hedefine taşıyacağız." 

Batı biliminin, yüzlerce yıl boyunca ülke medeniyetinden, coğrafyasından, ilim erbabından referans aldığını vurgulayan Özlü, Batı bilimine pusula olan Türk-İslam medeniyet çizgisini yeniden ayağa kaldırmanın, geleceği ilimle inşa etmenin ortak bir görev olduğunu dile getirdi. Özlü, Türkiye'nin asırlık bilim tecrübesiyle dünyanın parmakla gösterilen bilim ve teknoloji üslerinden biri olacağını belirterek, ülkenin bilim insanı ve araştırmacılarıyla bilim ve teknoloji maratonunda en ön saflarda yerini alacağını bildirdi.

Bakan Özlü, şunları kaydetti: "TÜBA'nın bir yasaya ihtiyacı var. Kurum için cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkaracağız. İkinci konu bina. Arzumuz TÜBA'nın çok prestijli bir binasının olması. Bina konusu hükümetimizin gündeminde. Ben konuyu takibe devam edeceğim." Özlü, kurumun bazı konularda uluslararası sempozyumlar düzenlemesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin bilimsel geleceği, Türkiye'nin sanayi devriminin sosyal etkileri, Türkiye ve dünyadaki bilimler akademilerinin çalışmaları ile eğitim alanlarına ilişkin uluslararası sempozyumlar gerçekleştirilmesinin önemine işaret eden Özlü, bu etkinlikleri kendisinin de destekleyeceğini bildirdi.

“Batı'nın, bilimi yüzlerce yıl boyunca Anadolu medeniyetinden, coğrafyasından, ilim erbabından referans aldığının altını çizen Özlü, "Batı bilimine pusula olan, yön veren Türk-İslam medeniyet çizgisini; yeniden ayağa kaldırmak, geleceğimizi ilimle ihya ve inşa etmek, hepimizin ortak görevi ve boynumuzun borcudur. Rahmetli Fuat Sezgin hocamız, bu uğurda ömrünü harcamıştır. Ben inanıyorum ki Türkiye, asırları kaplayan bilim tecrübesiyle; dünyanın parmakla gösterilen bilim ve teknoloji üslerinden biri olacaktır. Bilim insanlarımızla ve araştırmacılarımızla birlikte, bilim ve teknoloji maratonunda en ön saflarda yerimizi alacağız. Bilim insanlarımızın enerjisine, yeteneklerine ve gayretine; her koşulda güvenmeye devam edeceğiz." mesajını verdi.

Akademi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, genel kurul üyeleri ve Bakan Özlü'ye teşekkürlerini ve gerçekleştirilecek olan Akademi başkanlık seçimiyle ilgili temennilerini dile getirerek başladığı konuşmasında TÜBA’nın yeni başkanıyla da dünya bilim topluluğunun saygın ve aktif bir üyesi olarak çalışmalarına devam edeceğine inandığını dile getirdi ve "iki dönemdir sürdürdüğüm Başkanlık görevim boyunca eğer bir başarı varsa bu başarı; başkan yardımcımız, konsey üyelerimiz, çalışma grupları ve tüm üyelerimizle birlikte yaptığımız çalışmalar sonucunda elde edilmiştir dedi.

Başkan Acar: "Farklılıkları çatışma nedeni değil zenginlik olarak değerlendirme" anlayışıyla ve ‘Türkiye'nin Ulusal Bilimler Akademisi olma sorumluluğuyla’ hareket ettik." 
“Ağustos 2012’de önceki üyelerin yaklaşık yarısının Akademi’den ayrıldığı, ulusal ve uluslararası düzeyde yaşanan tartışmaların yaşandığı bir ortamda göreve başladım. Başladığım günden itibaren farklılıkları çatışma nedeni olarak değil, aksine zenginlik olarak gördük ve faaliyetlerimizi bu doğrultuda şekillendirdik. Ben ve yönetimdeki mesai arkadaşlarım, hiçbir zaman sadece düşünsel, inançsal, siyasal anlamda hiçbir üye ve bilim insanımıza ayrım göstermedik, bu konudaki destek ve teveccühleri için çok teşekkür etmek isterim. Göreve geldiğimde Akademi’nin kurumsallaşması önemli bir konuydu. TÜBA operasyonel olmaması dolayısıyla bilinirliği az bir kurumdu. Biz olabildiğince kapsayıcı bir şekilde, tüm faaliyetlerimizde bütün paydaşları davet ederek katılımlarını sağladık. Bu paydaşlarımızdan gelen geri bildirimler de bizim motivasyonumuza katkı sağlamıştır. Akademi’nin kurumsallaşmasının bir başka boyutu da yasal ve yapısal eksikliklerinin giderilmesidir. Bu anlamda ilk yıldan itibaren başta üye seçimi olmak üzere bir kısım konularda değişiklik yapılmasını öngören çalışmaları başlattık ancak elimizde olmayan nedenlerle hayata geçirme imkanımız olmadı. Bunun üzerine yasa hazırlama faaliyetlerini sürdürdüysek de sonuca ulaşma fırsatımız olmadı. Fakat önümüzdeki günlerde Bakanımızın da desteğiyle yasanın çıkacağını umuyoruz. Akademi’nin bina temini noktasında başarılı olamadık; sorumluluğunu üstleniyorum. Bakanımızın bizim düşündüğümüzden çok daha iyi bir bina konusunda çalışmaları olduğunu biliyoruz. Her iki konudaki desteği dolayısıyla Bakanımıza teşekkür ederiz. Önem verdiğimiz şeylerden biri farklılıkları zenginlik olarak değerlendirmek, diğeri stratejik bir bakışla Akademi’nin kurumsallaştırılması ve bütün bilim alanlarını kapsayan Türkiye’nin ulusal Akademi olma bilinç ve sorumluluğuyla hareket edilmesiydi. Milli ve yerli kavramını başlangıcından beri sıklıkla kullanıyorum. Temel çizgimiz şuydu; Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne, bağımsızlığına ve varlığına sadakat. Kısaca Türk vatandaşı bir bilim insanı olmanın asgari koşulları ve gereklerine riayet şeklinde tanımlayabileceğimiz bir sorumluluğu kastettim. Akademi’nin mümkün olduğu kadar günlük tartışmaların dışında kalmasına gayret ettik. FETÖ, PKK ve benzeri örgütlere ve bunların ülkemize, milletimize, seçilmiş hükümete ve devletimize karşı her tür kalkışman ve ihanetinin karşısında olacağımızı gereken açıklıkla vurguladık. Türkiye, Türk milleti ve devleti söz konusu olduğunda hepimizin Türk vatandaşı olmanın sorumluluğuna uygun şekilde davranmasının ulusal görev olduğunu düşünüyoruz.” dedi ve konuşmasını Akademi faaliyetleri hakkında bilgi vererek sürdürdü. Başkan Acar, 2012'den beri sürdürdüğü görevi boyunca yürüttüğü görevi boyunca sağladıkları destek ve katkı için akademi üyeleri ve çalışanlarıyla tüm paydaşlara teşekkür ettiğini ve akademiye üye olarak ta elinden gelen katkıyı vermeye devam edeceğini söyleyerek sözlerini tamamladı.

Akademi Konferansı
Açılış konuşmalarının ardından TÜBA Asli Üyesi ve Princeton Üniversitesi Yakın Doğu Araştırmaları Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmed Şükrü Hanioğlu, "İkinci Meşrutiyet Garbcılığı ve Dinde Reform" konulu Genel Kurul Akademi Konferansı'nı verdi.

Başkanlık ve Üye Seçimi 
Genel Kurul'da Akademi başkanlığı ve üyeliği seçimleri de yapıldı. Akademi Başkan Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar'ın 2. dönem görev süresinin dolacak olması nedeniyle yapılan seçimde başkan adaylarından Prof. Dr. Muzaffer Şeker 66, Prof. Dr. İbrahim Dinçer 30, Prof. Dr. Taner Demirer 19 oy aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayıyla belirlenecek TÜBA'nın yeni başkanı, görevi Prof. Acar'dan devralacak. Genel Kurulca yapılan üyelik seçimlerinde ise, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök TÜBA Asli Üyesi, 2014 TÜBA-GEBİP (Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı) Ödülü sahibi ve Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Metin ise TÜBA Asosye Üyesi olarak seçildi. 

Anma Konuşmaları
Toplantıda ayrıca; bu yıl vefat eden “TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Bernard Lewis” için TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu, 30 Haziran 2018'de vefat eden  “TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Fuat Sezgin” için de TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur birer anma konuşması yaptı. Genel Kurul, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar'ın 2018 yılı ile başkanlık dönemine ait Akademi program ve projelerine dair sunumu ve gündemdeki diğer maddelerin görüşülmesinin ardından sona erdi.